DOLAR

32,3509$% 0.29

EURO

35,1228% -0.06

GRAM ALTIN

2.310,73%1,47

ÇEYREK ALTIN

3.976,00%0,24

TAM ALTIN

15.902,00%0,25

BİST100

9.079,97%3,10

BİTCOİN

2293743฿%3.74125

a

Canımız Neden Bir Şeyler Çeker? Yemek Yemek Alışkanlık mı?

Beslenmek, tüm canlıların ortak özellikleri arasında bulunuyor. Beslenme sayesinde ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi alabiliyoruz. Böylelikle metabolizmamızın ihtiyaç duyduğu tüm işlemleri kolay şekilde gerçekleştirebilmesi mümkün hale geliyor.

Yemek yemek hayatımızı devam ettirebilmek için çok önemli. Bu eylemi sık sık gerçekleştiriyoruz. Günde ortalama olarak iki defa yemek yiyoruz. Aslında bu kadar sık yemek yememize rağmen insan vücudu yemek yemeden uzun süre boyunca dayanabiliyor.

Günde iki veya üç defa yemek yesek de vücudumuzun yemek yemeden bir haftanın üzerinde dayanabileceğini biliyoruz. Hatta bu konuda yapılan rekor denemeleri 40 güne kadar uzayabiliyor. Ancak tabii ki de uzun süre yemek yemediğimiz durumlarda hayatımızın sonlanması kaçınılmaz bir durum.

Yemek yemek söz konusu olduğu zaman karşınıza sonsuz sayıda seçenek çıkıyor. İnsanlar hem et hem de bitki tüketen canlılar olduğu için doğa içerisinde çok sayıda seçenek mevcut. Üstelik tüm bu seçeneklerden farklı kombinasyonlarla benzersiz yemekler yapabilmemiz de mümkün.

Tüm bu yemek seçeneklerinden birbirinden farklı yararları kendimize sağlayabiliyoruz. Bir yemek türü, sadece belli başlı maddeleri bizlere sağlıyor. Bundan dolayı farklı yiyecekleri tüketerek ihtiyaç duyduğumuz her besin maddesini toplamamız çok önemli.

Farklı besin maddelerini tüketerek ihtiyaç duyduğumuz tüm maddeleri toplamamız bizim için çok önemli olsa da canımız sadece belli bazı güzel yiyecekleri çekiyor. Peki bu nasıl oluyor? Neden çok daha yararlı yiyecekler yerine sadece belli başlı yiyecekleri canımız çekiyor? Üstelik bu yiyeceklerin bazıları vücudumuza zarar verebilecek potansiyele sahipken. Nasıl oluyor da canımız bir şeyler çekiyor? Şimdi sizlerle birlikte vücudumuzun istek mekanizmasını biraz inceleyeceğiz.

Bilimsel Açıklamalar

Bilim insanların canımızın bir şeyler çekmesi durumunu bilimsel olarak araştırmış durumda. Onların açıklamalarına göre vücudumuzdaki eksik bazı maddeleri veya elementleri tamamlamak amacıyla canımız bir şeyler çekiyor.

Vücudumuzdaki kan hacmi arttığında, vücudun tuz ihtiyacı da artıyor. Bundan dolayı tuzlu yiyeceklere doğru yönelim gösteriyoruz.

Vücudun kalori ihtiyacı arttığında ise şeker ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu durumda, tatlı bir şeyler yeme ihtiyacı hissediyoruz.

Bu seçenekler, ortaya temel sebepleri çıkarıyor. Ancak spesifik olarak belli bir yiyeceği canımızın çekmesinde farklı etkenler de mevcut.

Bir Şeyleri Yeme İsteğinin Mantığı

Vücudumuzu kullanmanın bize belli bir maliyeti oluyor. Enerjimizi harcıyoruz. Enerjimizi harcadıkça bazı besin maddelerine duyduğumuz ihtiyaç da artıyor.

Vücudumuzda C vitamini azaldığında meyve yeme ihtiyacımız ortaya çıkıyor. Vücudumuzdaki kalsiyum oranı azaldığında ise süt içme arzumuz beliriyor.

Bu şekilde vücudumuz, eksikliklerini takip ediyor. Ortaya çıkan herhangi bir eksiklikte canımız o besin maddesini gidermek üzerine bir istek oluşturmaya başlıyor.

Neden Canımız Her Şeyi Çekmiyor?

Canımızın bir şeyler çekme ihtimali her besin türü için geçerli. Çünkü her besin türü ve her yemek bize bazı besin değerleri sağlıyor.

Ama bunun yerine çoğu zaman en haz aldığımız besini tercih ederiz.

Çikolatayı ele alalım. Çikolatanın mutluluk kaynağı olduğu düşünülüyor. Depresyon düşmanı olarak görülüyor. Çikolata içerisinde magnezyum ve çinko var. Ancak bu iki madde, çikolatanın yanında daha pek çok sebze ve meyvede de mevcut.

Ancak bunlara rağmen vücudumuzda magnezyum veya çinko ihtiyacı olduğunda canımız çikolata yemek istiyor. Çünkü çikolata, midemizi ödüllendiriyor ve beynimizin ödül merkezlerini uyarıyor. Dopamin salgılanmasını tetikliyor. Vücudumuz ve beynimiz çikolata yediğimiz zaman çok daha iyi şekilde ödüllendirildiği için her fırsatta sebze ve meyveler yerine çikolata yemeyi tercih ediyoruz.

Bu olay, diğer yiyecekler için de geçerli. Örneğin patates kızartması. Patates kızartması da vücudumuzu en çok memnun eden yiyecekler arasında bulunuyor. Bu besin maddesi de vücudumuzun ödül merkezlerini uyardığı için tüketmekten büyük keyif alıyoruz. Hatta yağlı olması gibi zararlı özelliklerine rağmen kendimizi bu yiyeceği yemekten alıkoyamıyoruz.

Cinsiyete Göre Değişim

Yemek tüketme alışkanlıklarında cinsiyete göre de önemli farklılıklar bulunuyor. Erkeklerin canı çok daha farklı besin maddelerini çekerken kadınların canı ise çok daha farklı yiyecekleri tüketmek istiyor. Bunun ortaya çıkmasında bazı etkenler belirleyici hale geliyor.

Erkekler daha çok protein bazlı olarak yiyecek tüketme ihtiyacı hissediyor. Erkeklerin kaslarını çok daha yoğun olarak kullanmasından dolayı böyle bir ihtiyaç duyması olağan. Böylelikle erkekler kaslarını yeteri kadar besleyebiliyor.

Kadınlar ise daha çok karbonhidrat ağırlıklı olarak besleniyor. Kadınların vücudu erkeklere göre çok daha dayanıklı bir yapıda. Karbonhidrata dayalı beslenme kadınların yiyecek ihtiyacını çok daha iyi karşılıyor.

Erkeklerle kadınlar arasındaki bu yiyecek ihtiyacı farkının en temel sebepleri arasında hormonal farklılıklar yatıyor. Erkeklerle kadınlar arasındaki hemen her farkı zaten bu hormonal değişiklikler oluşturuyor. Bu durum, kadın ve erkeklerin yemek yeme alışkanlıklarını da önemli ölçüde etkilemiş durumda.

Canınızı Çeken Yiyecekleri Etkileyen Diğer Etmenler

Buraya kadar, canımızın çektiği yiyeceklere dair pek çok sebep ortaya koyduk. Ancak hala bahsetmediğimiz şeyler var. Bunların başında, psikolojik sebepler geliyor.

Ruh halimiz yani psikolojimiz, spesifik olarak belli bir yiyeceği tüketme isteğimizin en önemli belirleyicileri arasında. Örneğin depresyona yatkın olduğumuz dönemlerde çikolata yiyip kendimizi bu durumdan çıkarmaya yönelik davranışta bulunma hissiyatı oluşabilir.

Bazı durumlarda özellikle bir besini tercih ediyor olabiliriz. Örneğin hastalandığımız zaman yatağımızda belli bir türde çorba içiyor olabiliriz. Eğer bu çorbayı annemizin hazırlamasına alıştıysak bu koşul dahi belirleyici bir etken haline gelebiliyor.

Hastalandığımızda içebileceğimiz ve vücudumuza iyi gelebilecek pek çok çorba çeşidi bulunuyor. Ancak iyileşmeden önce annemizin çorbalarını içmeye alıştıysak, hastalandığımız durumlarda da annemizin yaptığı çorbaları içmeyi isteme eğiliminde bulunuruz. Bu durumda, belli bir yiyecekle belli bir olay arasında bir bağ kurulmuş olunur. Bu olay gerçekleştiğinde o yiyeceği yeme ihtiyacı hissederiz.

Beynimiz farklı olayları birbirine bağlama eğilimindedir. Beynimizin içerisinde bunlar gibi çok sayıda bağ bulunuyor. Bu sayede bazı olaylar diğer olayları tetikleyebiliyor. Bunlar psikoloji biliminde koşullanma olarak isimlendiriliyor.

Psikoloji biliminin söylediklerine göre bir koşullanmanın gerçekleşebilmesi için iki farklı olayın arka arkaya gerçekleşmesi gerekir. Eğer bir olay ikinci olayı yordayabilecek kadar net bir şekilde ortaya çıkıyorsa, bu iki olay arasında beynimizde bir bağ oluşur. Bu iki olaydan birinin oluşması, aklımıza diğer olayı getirir. Kısacası eğer bir yiyeceği yediğimizde mutlu oluyorsak, bu iki öge birbirine bağlanır. Mutlu olmak istediğimiz zaman o yiyeceği tüketiriz.

Bir besin ihtiyacı duyduğumuzda seçebileceğimiz çok sayıda yiyecek çeşidi bulunuyor. Ancak seçenekler arasında bize en büyük ödülü verebilecek ya da sahip olduğumuz koşullamalar doğrultusunda bizi en çok memnun edecek yiyeceği tercih ediyoruz. Böylelikle canımızın ne çektiği tam olarak beynimizde şekillenebiliyor.

Sadece canımızın hangi yemeği yemek istediği konusunda bile ortaya çıkan çok sayıda etken bulunuyor. Bunun gibi vücudumuzda gerçekleşen daha pek çok olayda bizi etkileyen çok sayıda unsuru var. Vücudumuz, biz farkında olmadan üzerimizde bulunan pek çok etkeni yönetiyor. Böylelikle metabolizmamız sağlıklı kalıyor ve hayatımıza başarılı şekilde devam edebilme imkanı yakalıyoruz.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

HIZLI YORUM YAP